22 Mayıs 2012 Salı

EDİTÖR'S

Merhaba
Şuanda e- dergi formatıyla oluşturduğumuz blogumuzun ilk sayısındasınız. Biz 5 arkadaş aynı okulun psikoloji bölümünde okuyan son sınıf öğrencileriyiz. Alanımıza dair bir şeyler yapmaya karar verdik ve sosyal medyanın en canlı olduğu yerde blog üzerinden e- dergi formatıyla bu işi yapmaya başladık. E- dergi formatın da olduğumuzdan aylık olarak yayın yapacağız. Konumuz, amacımız psikolojiyle ilgili olan herkese hitap etmek. Psikoloji yazısı denildiğinde genelde uzun uzun makaleler gelir insanların aklına ama biz o formatla ilerlemiyoruz. ''Herkesten biraz her şeyden biraz'' sloganımızla gerek günlük yaşantımızdan gerek ilgi alanlarımızdan oluşan ve bilinçlenmemiz gereken konuları ele alarak; eğlenerek okuyarak, okudukça çok az da olsa bilinçlenerek hitap etmekten yanayız ve herkesin bu blog da bir şeyler bulabileceğine inanıyoruz. Bu arada günümüzde psikolojiye; yani insanın doğasına karşı merakı olmayan var mıdır bilemiyoruz ama bu sayfalarda zaman zaman hepinizi ilgilendiren bilgiler olacağına inanıyoruz. Bu yolda bir kusurumuz olursa affola :)

                                                                    ..Keyifli tıklamalar..
                                                                                                                     E'den sevgilerle




NEDEN PSİKOLOJİ

Geçmişte, insanların sorunlarıyla mı ilgileneceksin aaaaa delirirsin inan ki.. gibi sözlerinden tutun tercih edilme sırasında en sonlarda yer alan bölüm olarak değerlendirilen psikoloji; geçmişten günümüze hayatımızın her anında fark ederek yada fark etmeyerek yer verdiğimiz bir bilim dalıdır. Bugünlere kıyasla geçmişte çok fazla ilgi görmeyen önemsenmeyen psikoloji son zamanlarda oldukça ilgi görmektedir. İnsanlar çocuklarına meslek tercihi yaptırırken psikolojiyi en sona yazdırırken şimdi böbürlenerek benim evladım psikoloji okuyor veya okuyacak diyebiliyorlar. Biz psikoloji öğrencileri olarak bu sonradan kazanılan ilgi ve alakanın sebebinin insanların artık fark etmeye başladıklarını ve bir anne çocuğunu yetiştirirken çok daha dikkatli olmak istediği için bu şekilde bir yönlenmenin olduğunu düşünüyoruz. Bunun gibi daha bir çok sebep bulunmaktadır.

Toplumumuz bilinç kazanma yolunda..Bu yüzden de ilgi büyük ve bunu gören yeni nesil psikoloji alanını tercih etmek istiyor. Kimisi insanlara yardım etmek istediği için bu alanı seçtiğini söylerken kimisi iyi bir akademisyen olma yolunda ilerlemesi gerektiğini daha fazla öğrenmek ve öğretmek istediğini dile getiriyor. Bazıları ise geleceğin mesleği olduğunu düşünerek gerek maddi gerek manevi olarak bu alanı seçmek istediklerini söylüyorlar. Bilime böyle bir ilgi olması veya böylesine bir bilinçlenme çabasının içine girilmesi tabi ki de harika bir şey fakat genel tercih ve istek yüzünden de kişi bu alana sürüklenebilir. Örneğin; sırf bu işte para var diye sırf geleceğin mesleği olacak diye ve doktor unvanına ulaşmak için veya buna benzer sebepler yüzünden tercih edilmesi gerekildiği düşünülebilir. Oysaki, mühim olan bu yolda ilerlerken hassas olunması gerektiğidir. En ufak bir hata büyük bir olumsuz sonuca yol açabilir. Dikkatli okumalı, doğru öğrenmeli ve uygulama esnasında ise geçerli olanı, doğru bilineni uygulamalıyız. En önemlisi ise işi uzmanından öğrenmeliyiz. Bu şekilde bir yol izlediğimizde önemli ilerlemeler elde ederiz amacımıza daha doğru bir şekilde ulaşabiliriz. Böylece hem kendimize hemde çevremize bir katkımız olabilir.

 Ve son olarak; psikoloji geniş bir bilim dalı olduğu için şunu belirtmek isteriz ki psikoloji ilgi, dikkat, özen, sabır isteyen ve doğru uygulandığında/anlaşıldığında olumlu sonuçları veya yanlış uygulandığında/anlaşıldığında olumsuz sonuçları ortaya çıkarabilen bir bilimdir.Kişi isterse psikolojiye sadece kendi için yada sadece çocuğu için veya psikolojiye bir meslek olarak yönelsin; bu tür yanlışlıkların, bilinçsiz veya istemsiz olayların, davranışların olmaması için her şeyden önce kişi kendine neden diye sorması gerektiğini düşünüyoruz. Eğer kişi sorusunun cevabını bulabilirse izleyeceği yolda bir o kadar kaliteli ve geçerli olabilir.

                                     
                                             ..İ' F' T' E' K'den sevgilerle..

Kapak Yardımı


Engellilerin gelişim sürecinde onlara destek olalım!!UNUTMAYIN;başarmak bizim elimizde!
 



Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinin yürüttüğü insanlık için büyük bir adım olan kapak toplama kampanyası Edirne’den Kars’a ilgi görmekte yollarda sokak lambalarına bağlı 10lt’lik şişelerin içine atılan kapaklar halkın duyarlılığını göstermektedir. Lütfen katkılarınızı eksik etmeyin. Evde, okulda, iş’te her nerde olursanız olun herkes plastik kapaklı yiyecek, içecek ve hatta deterjan almakta. Ezik kırık fark etmez her renk ve boyutta olabilir. Detaylı bilgiyi www.kapaktoplama.com adresinde bulabilirsiniz. 

Aynı zamanda sosyal paylaşım sitesi olan www.facebook.com/Kapaktoplama ve www.twitter.com/#!kapakbiriktir adreslerinden de takip edebilirsiniz. Bu sitelerde toplanan kapakların nerelere gönderileceği yazmaktadır. Kampanya 2012 yılının sonuna kadar devam etmektedir. Sizlerden gelen kapak ve göstermiş olduğunuz ilgi süreyi uzatmada yardımcı olabilir.

                                                                                                   F'den sevgilerle

Sineterapi

Sinema, gerek konusuyla gerek vizyondaki yeriyle gerekse oyunları veya yapımcıları sayesinde herkesin ilgi odağı olmayı başarmıştır. Bir film izlediğimizde her duyguyu belli aralıklarla bizlere yansıtmıştır. Bir filmde kimi zaman kendi hayatımızdan kimi zaman başka hayatlardan kesitler izlemişizdir. Bu kesitler özdeşleşmemizi bize en iyi sağlayan yöntemlerden biri sineterapidir. Sineterapi yöntemi ise terapi noktasındaki en eğlenceli, faydalı ve farkındalığımızın belki biraz daha etkili olduğu yöntemlerden biri olduğunu düşünüyoruz. İzlerken öğrenmek, yaşamak, hissetmek gibi...Sineterapi bazen göremediklerimizi gösteren bazende görmek istediklerimizi gösteren bir yöntem olabilir. Tabi ki de sadece bu yöntemle terapi anlatılmış, tamamlanmış veya bitirilmiş olamaz. Bu konu sadece bizlerin ilgisini çeken geliştirilmeye veya uzun çalışmalar sonrasında uygulanmaya geçmesi gereken yöntemlerden biri olduğunu düşünüyoruz.

Sineterapi, Amerikalı psikiyatristler tarafından farkedilmiş, geliştirilmiş ve uygulanmış bir yöntemdir. Belli konular başlığı altında bir çok film yer almaktadır. Bu konulardan birisi Kendine güven ve bu konu için önerilen film Yağmur Adam (Rain Man) filmidir.



Yağmur Adam (Rain Man) 1988 ABD yapımı en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi erkek oyuncu ve en iyi orjinal senaryo dallarında Oscar ödülü kazanan başarılı bir filmdir. Yağmur Adamın yönetmenliğini Barry Levinson yapmıştır.

Baş rollerde Tom Cruise ve Dustin Hoffman yer almıştır. Filmin konusunda 2 kardeşin hayatı anlatılmaktadır; tabi ki de bu kardeşlerin hayatı öyle sıradan normal kardeş hikayeleri gibi değildir.
                                                            ..İyi seyirler..

                              F' ve E'den sevgilerle

Down Sendromu

Down sendromu bir hastalık değil; genetik bir farklılıktır. Vücuttaki hücrelerin 46 kromozom yerine 47 kromozoma sahip olunması ile ortaya çıkmaktadır. Bu sebep ile fizyolojik ve kişilik yapısının farklılığını gözlemleyebiliriz. Kendilerine ait özgün kişilikleri, yetenekleri ve düşünceleri bulunmaktadır. Diğer çocuklar gibi onlarda farklı kişilikleriyle bir birey olarak büyüyebilir; anne, baba ve kardeşleriyle olmaktan büyük mutluluk duyarlar. Bu farklılığa sahip olanlar mümkün olduğu kadar sosyal bir ortamda bulunmalı ve oyun aktivitelerine katılmalıdırlar; çünkü bu durum onların gelişimi için olumlu sonuç içermektedir. İlk yıllarda destekleme programları, rehabilite ve fizyoterapi yöntemleri gelişimi için oldukça önemlidir. Çocukluğun erken dönemlerinde sağlanacak olan aile ve tıp desteği ile erken müdahele sayesinde Down sendromlu insanlar destek ile toplumla bütünleşik bir hayat kurabilmektedirler. Diğer önemli noktalardan biri ise Down sendromlu çocuklar her ne kadar birbirlerine benzeseler de her çocuk tektir ve ayrı bir kişiliktir. Ayrıca 21 Mart tüm Dünya da Down Sendromu farkındalık günü olarak bilinir.
     İsterseniz birde çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanından dinleyelim:

                                          http://www.dailymotion.com/video/x9lvln_down-sendromu_people

                                                                                                                     T'den sevgilerle

Kitap

Günlerden bir gün kitaplara dair haftalık rutin incelememi yapıyordum.en çok okunanlar listesinde 'duyguların rengi' isimli bu kitaba denk geldim.belkide okuduğum bölümden kaynaklı insan ve insana dair bir başlık görünce kitabı daha yakından incelemeye karar verdim..
Kitabın konusu her ne kadar normalde üstüne düşmediğim bir konuda olsa kimine göre sosyal kimine göre siyasi bi mesele olan ırk ayrımcılığından bahsetmekte.
Kitabı alıp almıycağımı düşünürken gözüm yorumlara takıldı.kitabın çok yumuşak bir dili olduğunu,bazen ince bazen duygulu bir hikayenin içinde kaybolunduğundan bahsetmektelerdi.başka bir kesimde bu kitabın filminin çekildiğini filmin içten we anlatımının çok başarılı oldğunu belirtmektelerdi..
Ben ki normalde her kitap çocuğum gibidir der ve o denli önem veririm kitap okumaya buna rağmen önce filmini izlemek istedim.
Gerçekten de filmin nasıl başlıyıp nasıl bittiğini anlıyamadım..
Meselenin aslında bir ırk meselesi olmadığını insanın her yerde insan olduğunu zengin fakir siyah beyaz farketmeden herkezin aynı duygularla doğduğunu ve insanları sevebilmek için önce kendimizden yola çıkmamız gerektiğini bir kere daha öğrenmiş oldum..
Kiminize iyi seyirler.kiminize keyifli okumalar diliyorum ama öyle yada böyle bir göz atmanızı şiddetle tavsiye ediyorum= )

                                                                                                 ..K'den sevgilerle..

Müzik


                                                    NORAH JONES

30 Mart 1979 doğumlu, Hint asıllı,ABD'li,piyanist,Grammy ödüllü,söz yazarı ve şarkıcıdır. Bir çok şarkısını dinlediğimizde gerek sesiyle olsun gerekse müziğiyle ruhumuza hitap etmeyi başaran ünlü şarkıcıyı sizlerle de paylaşmak istedik. Şimdiki zamanlarda ise dünyanın en iyi kadın jazz vokalistlerinden biri olarak bilinmektedir. Tüm albümlerinde başarıyı yakalayan genç şarkıcı özellikle seslendirdiği 'Somewhere over the rainbow' şarkısı'nada burdan ulaşabilirsiniz:

http://www.youtube.com/watch?v=eovrUoHvfx0

Umarız sizde bizim gibi kahvenizin eşliğinde bu ritme kendinizi bırakabilirsiniz :)

                                                                                                                      İ'den sevgilerle..


Sergi




Çerçeve yok içindesin sloganıyla tüm ilgileri üzerine çeken Van Gogh Alive sergisi 10 Şubat- 15 Mayıs 2012 tarihleri arasında Antrepo 3 / Karaköy'de sergilenmektedir. Konusu, Türk ilaç sektörünün lideri Abdi İbrahim, 100'üncü kuruluş yıl dönümünü, Dünya'nın en büyük ressamlarından biri olarak kabul edilen Van Gogh eserlerini bugüne kadar hiç deneyimlenmemiş yepyeni bir formatta sunan Van Gogh Alive Dijital Sanat Sergisi ile kutluyor. 3 boyutlu olan Van Gogh sergisi görenleri adeta sergiye etkisi altında bırakmıştır. Sizde bu görsel şölene eşlik etmek istiyorsanız; en kısa zamanda gitmenizi tavsiye ederiz. Kaçıranlar içinde eylül ayında tekrar sergi başlayacaktır. Detaylı bilgiyi biletix'in resmi sitesinde bulabilirsiniz.Ayrıca kapıdaki bilet fiyatları öğrenci için 8 tl dir.

                                                                                 F'den sevgilerle :)

TARİHİ MEKAN: Molla Aşkı Kültür Terası



Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorluğuna şahitlik eden bu tarihi mekan günümüzde Fatih'te Molla Aşkı Kültür Terası olarak hizmet vermeye devam etmektedir. Zamanında padişahlarımızın, üstadlarımızın büyük kararlar vermek için toplandığı ve  ilham aldığı bu tepe şimdi güzel İstanbul'umuza baktığımızda Kayışdağı, Haydarpaşa, Selimiye, Topkapı Sarayı, Galata Kulesi, Yavuz Sultan Selim Han Cami ve Çamlıca Tepesi'ni bir bakışta görmemizi ve bir nefeste hissetmemizi sağlamaktadır.
Bizlere hem o eskilerin huzurunu hem de şimdiki zamanın güzelliklerini yansıtan Molla Aşkı Kültür Terası gidip görülmeye oldukça değer mekanlardan biridir. Ruhunu dinlendirmek isteyenler için gidilmesini tavsiye ederiz. Kim bilir belki de ilham alma sırası sizdedir.
   
                                                                          ..K' ve E'den sevgilerle..


Ayva Tatlısı



                                                                                    
      AYVA TATLISI



Malzemeler ( 6 Kişilik )

3 Orta boy ayva
2 Su bardaği su
4 Diş karanfil
1 Çubuk tarçın
6 Kahve fincanı toz şeker
200 gr Manda kaymağı

Yapılışı:
Ayvaları soyup boylamasına ikiyebölünüz. Çekirdek yataklarını çıkartıktan sonra çekirdeklerini bir kenara ayırınız. Sonra yayvan bir tencerede 2 su bardağı su ile ayva çekirdekleri, karanfil ve tarçın kabuğunu kaynatınız. Ayvaları kaynar suyun içine atınız. Daha sonra tencerenin kapağını kapatıp; ayvalar yumuşayıncaya kadar yaklaşık 10 dakika boyunca kısık ateşte pişiriniz ve üzerine şekeri ilave ediniz. Piştikten sonra bir borcama yerleştirerek; ayva tatlısının ortasındaki boşluklara kaymak ekleyerek servis yapın.

Not: Pişirme suyuna ayva çekirdeğini ekleyerek; tatlıya hem renk, hem de peltemsi bir kıvam kazandırmış
oluyorsunuz.
                                                                                                                  Afiyet Olsun..

 Bu arada neden ilk sayıda ayva tatlısı derseniz..ben bu grubun zaman zaman lezzetli tatlılar yapıp,yolladığım resimlerle dostalarımın ağzını sulandıran üyesiyim ve kırmızı rengini hayatımın her alanında tercih eden biriyim..Bu yüzdendir ki kırmızı bi tatlının bize uğur getiriceğine inanmaktayım : )

                                                                                                   ..K'den sevgilerle..

Sanat

İnsan bazen günlük yaşantısından birazcık olsun uzaklaşmak ister yada bulunduğu kalabalık içinde kafasını dinlemek ister; bazen de buna kendi içine dönmek istiyor da diyebiliriz. İşte bunun için genel de ilgi alanı çerçevesinde kendilerine farklı gelebilecek veya kendilerini geliştirebilecek işlere yönelirler; bazen de tembellik yapıp hiçbir şeye yönelmezler. Biz bu konuda mutlaka bir şeylere yönelinmesi gerektiğini ve yönelmesi gereken bu meşguliyetin bir sanat dalıyla ilgili olması gerektiğini düşündük. Bu konuda birbirinden farklı kurslar birbirinden farklı seçenekler bulunmaktadır. Örneğin, belediyenin ücretsiz kurslarında birbirinden farklı seçenek bulunuyor; yeter ki kayıt zamanında geç kalmayın. Onun dışında Taksim'de özellikle yemek kursları ve çizim kursları başta olmak üzere harika kurslar bulunmaktadır. Herkes kendine uygun olanı uygun zamanda uygun yerde seçerse yaptığı bu işle tamamen kendine dönmüş gibi hissedebilir. Böylece herkes hem yaptığı sanattan hem de kendine ait özel bir zaman ayırdığı için ve aynı zamanda yapılan işten zevk aldığında uzun zaman devam etme olasılığı artarak kişiye büyük bir katkı sağlayabilir. 
               
                İ'den sevgilerle..