2 Nisan 2013 Salı

Türkan SAYLAN - Tek ve Tek başına

 


  Bir ülkeden cüzamı kovdu. Türk, Kürt, Süryani demeden, kırsalın evlere hapsedilmiş kızlarına kapıları araladı, ışık tuttu yollarına.

Hırpaladılar, yerden yere vurdular, ne gâvurluğu kaldı ne Kürtçülüğü, ne komünistliği. Ömrünün son döneminde de darbeci yerine kondu. Umurunda bile olmadı.

Çünkü o sadece yüreği insan sevgisiyle dolu bir hekimdi.Hayatı boyunca tek isteği, iyi ve dürüst bir insan olmaktı.
“Bütün işlerimi tamamladım. Konser gecesini de atlattıktan sonra, kemoterapiyi kestireceğim. Yolcu yolunda gerek!” 


  
Cümleleri gözüme takılınca karar verdim aylar öncesinde popüler olan bu kitabı almaya,bir haykırış,bir sitem birazda kızgınlık sezdim..

 Ayşe Kulin  73 yıllık bir yaşamın özetini çıkarmış;bir insanı tanımak için olan bu kitap.Özellikle gençlik yıllarını arkadaşına yazdığı mektuplar ışığında kendi kaleminden okuyorsunuz Türkan Saylan'ı... Yaptığı somut işlerle birlikte ruh dünyasınıda anlatan;hayata geçirdiği hayalleriyle, idealizmiyle, başarılarıyla, düşünceleriyle tanıdığımız aşklarıyla, yalnızlığıyla, dostlarıyla, korkularıyla, gururlandıklarıyla anlatan bir biyografik roman.

İnsan okurken kendi bencilliğiyle yüzleşmiyor değil hani ve sorguluyor yaşamı ve yaşamını nasıl heba ettiğini ya da nasıl anlamlı kıldığını....

 Ve bence her şey bir yana Saylan'ın lepra hastaları için yaptıkları takdire şayan, sırf bunun için bile ayakta alkışlanası.

Uzun lafın kısası anlaşılamadığını savunuyordu sanki yazar Saylan'ın,anlamayı istedim bende..


                                                                                     ..Kevser APARI..



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder