3 Eylül 2012 Pazartesi

ETKİLİ ANNE-BABA OLMAYA ÇALIŞMAK


Eski devirlerin birinde bilge bir devlet başkanı etrafındaki adamlara “Bir servetiniz olsa neler yapardınız?” diye fikirlerini sorar. Oradakiler hanlar, hamamlar yaparım, aşevleri yaptırırım, camiler, kütüphaneler yaptırırım, şeklinde fikirler öne sürerler. Bunları dinleyen o bilge insan “Bu dediklerinizin hepsi güzel yatırımlar fakat ben olsaydım o serveti insan yetiştirmeye kullanırdım. Çünkü iyi yetişmiş insan olduktan sonra bu dediklerinizin hepsi olur. İdeal insanlar olmadan ise, bunların hiçbiri istendiği gibi olmaz.” Der(Anonim).
Bugünün çocuğu yarının geleceği değil midir? Anne-baba olarak yapılması gereken de çocuğu en iyi şekilde yetiştirmektir. Şimdi diyebilirsiniz ki ‘senin çocuğun var mı?’ beninde sizlere vereceğim bir cevabım var o da ‘hayır’. Fakat bende bir evladım az çok anne-babanın özverisini yetiştirmesini ve nacizane bir psikolog olarak çocuklara nasıl davranılması gerektiğini bilirim.
Yaşam türlü zorluklarla dolu geçinmek, hayatı sürdürmek, aynı çatı altında yaşadığımız insanlara yetebilmek… İşte bu karmaşanın içerisinde büyür her insan. Evlatlarınız kimi zaman sizleri uykunuzdan ederler, ağlarlar, gülerler, ateşi çıktığında ne yapacağınızı şaşırırsınız. Ama geri dönüp baktığınızda tatlı birer anı olarak kalır hepsi. Çocuk zaman geçtikçe büyür ve çoğu anne şu lafı eder:“Ay bu çocuk büyüdükçe derdi de büyüyor”-“Kime çekti bilmem ki.” Cevap gayet açık aslında size çekti, anne ve babasına gördüğü hareketleri, işittiği cümleleri aslında her halinde sizlerden biraz parçalar aldı.
Çocuğun yaptığı hatalarda dönüp kendinize bakın bir yerlerde bir hata olmuştur illa ki. Etkili anne-babalık denince aklınıza baskıcılık veya dominant olmak gelmesin sakın, her şey kararında güzeldir. Çocuğunuzu korkutmayın, üzerinde baskı kurmayın bu çocuğu yalana sevk eder. O’na güvenin. Problemleri çözmek için şiddete başvurmayın ne fiziki nede psikolojik. Bu gibi durumlarda evden kaçma, şiddetle (fiziki olarak) karşılık verme, hatta intiharla karşı karşıya kalabilirsiniz. 

Ailevi problemlerinizi çocuğun önünde konuşmayın ve tartışmayın. Bunun sonucundan kendini sorumlu tutabilir ve özgüven eksikliği yaşar. Bu da ileriki yaşlarda hayatında olumsuzluklara neden olabilir. Sizinle bir şeyler paylaşmak istediğinde o’nu dinleyin kendini önemsediğinizi hissetmek o’nu olumlu yönde etkiler. Her ne kadar sizden bazı huylar kapmış olsa da o’nun da kendisine ait bir kişilik yapısı olduğunu unutmayın ve o’nu anlamaya çalışın. Oyun oynamasına arkadaş edinmesine izin verin tabi çok serbest bırakmayın. Ama üzerinde baskı da kurmayın. Bu durum yetişkin bir birey olduğunda hala çocukça hareketler sergilemesine neden olabilir. Asla tutamayacağınız sözler vermeyin. Bu o’nu derinden etkiler. Çocuğunuzu ne kadar severseniz sevin kararlarınızdan emin olun. Tutarsız davranışlarınız o’nun size karşı bocalamasına hatta bu durumu size karşı kullanmasına sebep olabilir.

Çocuğunuza nasihat vermekten kaçının çünkü o davranışlarınızdan daha çok etkilenir. Hatta çoğu zaman çocukların ağzından bunlara benzer cümleler duyarız:”ama annem öyle yapıyor-babamda böyle konuşuyor.” Bu nedenden ötürü çocuğunuzun nasıl olmasını istiyorsanız sizde öyle olun. Çocuğunuzla konuşurken bağırmaktan kaçının, yumuşak bir ses tonu ve kararlı cümleler kurmanız çocuklarda daha etkili olur. Çocuğunuzu başka çocuklarla kıyaslamayın, bu durum sadece kıyaslandığı çocuğa karşı düşmanlık beslemesinden başka bir işe yaramaz. Çocuğunuzu asla aşağılamayın nasıl olsa anlamaz diye düşünmeyin çocuğunuz da sizi başkalarının yanında müşkül duruma sokabilir. 

Çocuğunuza okuma alışkanlığı kazandırın özellikle 0-6 yaşları arasında bol resimli okuma, bilmece, tekerleme kitapları almanız okumasında istek uyandırır. Anne-baba olarak kararlı davranışlar sergileyin tutarsız davranışlarınız çocuğun bocalamasına sebep olur. Çocuğunuzla olabildiğince fazla vakit geçirin ve bu süre zarfında dünyayı o’nun gözünden görmeye çalışın. Asla “beni mi daha çok seviyorsun yoksa babanı mı?” (veya tam tersini) diye bir soruyu asla çocuğunuza yöneltmeyin, bu durum o’nun aklında bir karışıklık yaratabilir ve kendisini suçlu hissetmesine sebep olabilirsiniz. Öfkelendiğiniz zamanlarda hırsınızı çocuğunuzdan çıkarmayın, sakinleştiğinizde pişmanlık yaşayabilirsiniz.

Evde huzur, anlaşma, sosyal açıdan aktiflik varsa bu durum çocuğun ergenliği daha az sıkıntılı geçirmesini sağlar. Her zaman açık sözlü olun fiziki değişikliliğinde bazı soru ve sorunlar sizi bekliyor olacak, bu gibi durumlar karşısında eğitici ve öğretici olun.
Dünyaya gelen herkes yegânedir, bir eşi daha yoktur. Çocuğunuzu sevdiğiniz kadar o’na saygı göstermeyi de ihmal etmeyin.

Son olarak şunu söylemeliyim ki; Bizler dünyaya gelirken anne-babalarımızı seçme şansımız yoktur. Fakat şimdi sorsanız tercihimizi yine sizlerden yana kullanırız. Sevginizi paylaşmaktan korkmayın, sevgi aile bağlarınızı perçinler.

Feza OKTAY

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder