2 Kasım 2012 Cuma

''BEN NESLİ''

Bir araştırmacı,psikolog,öğretim görevlisi olan Dr.Jean M. Twenge,sosyal psikoloji konusunda geniş alanda araştırmalar yapan bir yazardır.Twenge,''Ben Nesli'' kitabında; ABD ve dünya toplumlarının 35 yaş altı ben neslini analiz etmekte ve insanlığın kendi neslini gün geçtikçe yok etme şeklinin  trajedisini şu şekilde seslendiriyor:
''Mc Donald's ve Coca-Cola örneklerinde olduğu gibi Amerikan bireyciliği, dünyanın her köşesine yayılıyor. Son moda akımlar gelişen ülkeleri sarmaya devam ederse, ben nesli yansımaları, çok yakında bütün dünyaya ulaşacak. Dünya'daki birçok ülkede çocuklar, Amerikan kültürüne maruz kaldıkları sürece, ailenin her şeyden önce geldiği fikrine isyan etmeye başlayacaklar. Pop kültür sürekli bireyselliğe değiniyor. Araştırmaya başladığımda birçok farklı yerde birey kelimesini duymak beni çok şaşırttı. Herkes gibi ben de bunu önceden hiç farketmemiştim''
Twenge'nin bu eserinde benim dikkatimi çeken başlıklar ve içerikleri ağırlıklı olarak şu şekilde:

ONAYLANMA İHTİYACIMIZ YOK: TOPLUM KURALLARININ ÇÖKÜŞÜ
İstediğin her şey olabilirsin.. Hiçbir şey imkansız değil.. Düşlerini izle... Kendine inanarak herşeyi yapabilirsin.. Hayalinden asla vazgeçme... Bir çok tv programı, sinema filmlerinde ve pek çok çocuk kitaplarının ana fikirlerinde bunlara rastlamak mümkün..
Roper gençlik raporunu hazırlayan Joan Chloromonte, gençlerin elinde olan ile sahip olmayı istedikleri arasındaki uçurum hiç bu kadar derin olmamıştı diyor. Sıradan insanlar internette de bir nevi şöhret tadı yakalayabilir. Herkes bir web sayfası hazırlayabilir, gazete oluşturabilir, forumlara mesaj atabilir. Bir blog sayfası oluşturma düşüncesi, ''herkes sizin düşüncelerinizi duymak istiyor'' fikri üzerine inşa edildi. Ben nesli mensuplarının eşleriyle yaşadıkları kavgaların çoğu da ''biz özeliz'' temel düşüncesine dayanıyor.

TEK KİŞİLİK ORDU: BEN
Hayattan hep en iyisini istemeye şartlandırılıyorsunuz: En iyi kıyafetler, en iyi ev, en iyi araba... Özelsiniz ve özel şeyleri hak ediyorsunuz.
Daha çoğunu hak ediyoruz, neden etmeyelim? Barınma gibi yaşamsal gerekliliklerin bu kadar pahalı olduğu bir dünyada, Ben nesline nasıl mesajlar verildi. Paranı biriktir mi? Bahçeli olmasa da bir evin olduğu için şükret mi? Elbette değil. Bireyciliğin ve tüketiciliğin bu kadar arttığı bir dünyada, bize daha fazlasını beklememiz öğretildi. Büyük evlerde yaşayıp, son model arabalar kullanmak istiyoruz. Yazar Cathy Hanauer, bu gerçeği şöyle özetliyor:
''Her şey bizim olmalı, hepsini biz yapmalıyız, her şeyi biz olmalıyız ve mutlu olmalıyız fikir ve inançları, modern kültürün bir sonucu.''
Çok az insan mükemmel hayat amacına ulaşabiliyor. Martin Seligman:
''Sanki bir salak çıkmış da normal insan olmanın çıtasını yükseltmiş gibi'' diye yazıyor. Bireysel arzularımıza fazlasıyla odaklanıyor fakat içimizde büyük bir boşluk hissediyoruz. Bireysellik başka birçok şeyle beraber tüketim seçeneklerini de artırdı. Kıyafetlerden, araba ve mücevherlere birçok ürün eşsiz bireyin isteklerini sergilemek için tasarlanıyor. David Brooks:
''Diğer her şey gibi alışveriş yapmak da kişisel keşfin ve ifadenin bir yolu haline geldi'' diye yazıyor.

EVET,DOĞRU: DENEMENİN FAYDASI YOK İNANCI
''İstediğini yap'', modern anne babaların en önemli söylemi. 1924'te bir grup sosyolog, Middletown'da vatandaşlar arasında kapsamlı bir araştırma yapmıştı. Annelere, ''Çocuğunuzun hangi özellikleri taşımasını istersiniz?'' diye sorulmuştu. Anneler itaatkar, kiliseye bağlı ve iyi huylu çocuklar istediklerini belirttiler. 1988'de ise aynı kasabada sadece çok az sayıda anne, çocuklarında bu özellikleri istediğini söyledi. Onun yerine, bağımsızlık ve hoşgörü dile getirildi.
Çocuklar popüler kültürün etkisi altında saygısız ve kendi kendine zarar veren bir hale gelmeye özendiriliyor. Bir lise öğretmeni, öğrencilerinin ''pek edepli'' olmadığını söylüyor. Öğrenciler küfretmeden konuşmakta zorlanıyormuş. Yaşlılar ve yetkililerle, arkadaşlarıyla konuştukları gibi konuşuyorlarmış. Saygı ve vefakarlıktaki bu kırılma, zirveye ulaşmış bir durumda. Worldcom ve Enron şirketlerindeki olaylar gibi iş dünyasında yaşanan skandallar, birçok kişinin biraz daha fazla para kazanmak uğruna kuralları yıktığını ve yalan söylediğini gösteriyor.
                                                    Keyifli ve Bilinçli Okumalar..
                                                                                                          ..Kevser APARI..
                                                                 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder