22 Haziran 2012 Cuma

HAYVANLARLA GELEN HUZUR

Hayvanlar biz insanların hayatlarında önemli rol oynuyor. Her ne kadar her birey hayvanları sevmese de, onlar biz insanlar ve yaşam döngüsü için önemli varlıklar. Bir kuşun sesi sizi nasıl rahatlatıyorsa ya da gölde yüzen kuğular içinizin huzur kaplamasını sağlıyorsa engelli çocuklarımızın da yardımına yine hayvanlar koşuyor. Bu hayvanların başında Atlar ve yunus balıkları geliyor. At ile terapi, Ateoit hariç olmak üzere, Otistik, Mental Retardasyon, Spina Bifida, Down Sendromu, öğrenme bozuklukları, psikomotor gelişim gerilikleri veya işitme engeli olan 7-15 yaş arası çocuklar üzerinde gözle görülür bir etki yaratıyor.

At ile terapi ülkemizde ilk olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Florya’da uygulanmaya başlamıştır. Daha sonraları ise; Manisa, Ankara ve Kırıkkale’de de tedavi merkezleri kurulmuştur.



Bir diğer tedavi ise, yunus balıklarıyla terapi Ülkemizde yunusla terapinin ilk uygulayıcılarından biri de Antalya Ruhbilim Okulu. 1989 yılında kurulan okulun kurucusu Dr. Murat Kemaloğlu. Bir konuşmasında konuyla ilgili olarak şunları söylemiştir: “Çocukla yunus arasında takdir ve hayranlık duygularının yoğun yaşandığı, tüm yargılardan arınmış bir ilişki oluşur. Bu ilişki çocuğa huzur ve mutluluk verir. Yapılan kontrollü çalışmalar yunuslarla yüzmenin depresyon giderici bir etki gösterdiğini kanıtlamıştır. Mutluluk maddesi denilen endorfinin arttığı, beyinde alfa dalgaları ile ilgili olumlu gelişmeler, T hücreleri denilen bağışıklık hücrelerinde ve immünglobulinlerde artış olduğu laboratuvar çalışmaları ile anlaşılmıştır.”






İstanbul Üniversitesi’nin yayınlandığı makaleye göre; Münih’te yaşayan boğulma tehlikesi geçirip uyanık koma sendromu yaşayan Kevin Zuvor Marmaris’teki 14 günlük yunusla terapisinden sonra uyanık koma sendromundan çıkmıştır. Terapiyi tamamladıktan sonra ise Kevin konuşmayı yürümeyi ve kendi başına yiyip içmeye başlamıştır.






İlla ki zihinsel veya bedensen bir engeliniz olmak zorunda değil. Onları sevin ve şefkat gösterin. Hayvanların siz onlara zarar vermedikçe, onların size zarar vermeyeceğini bilmelisiniz. Tabi arı kovanına çomak sokarsanız sizi sokar, yavruları olan herhangi bir hayvanın barınağına yanaşırsanız sizi ısırabilir veya tırmalayabilir. Nasıl biz insanlar kendimizi ve sevdiklerimizi korumak için öne çıkıyorsak hayvanlarda aynı şekilde tabi içgüdülerini kullanarak öne çıkıyorlar. Bizler dünya üzerinde düşünebilen yegâne varlığız. Lütfen bunu iyilik için kullanalım. Hayvanları sevmeyen insanların, merhamet duygusu gelişmemiş demektir.

F'den ve İ'den Sevgilerle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder