Otizm, doğuştan
gelen ya da yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkan karmaşık bir gelişimsel
bozukluktur. Otizmin, beynin yapısını ya da işleyişini etkileyen bazı sinir
sistemi sorunlardan kaynaklandığı sanılmaktadır.Genel olarak her 150 çocuktan
birinin otistik olduğu söylenmekle beraber FARKINDALIK yeterli düzeyde
olmadığından sayı tam olarak bilinmiyor. Ayrıca, otizmin erkeklerdeki
yaygınlığı, kızlardan üç-dört kat fazladır.
Ama bilinen bir gerçek var ki otizm bugün için
dünyadaki en yaygın nörolojik bozukluktur.
Otizmin anne-babadan kalıtım yoluyla geçmiş
olabileceğinden kuşkulanılmaktadır. Dolayısıyla, bu yönde pek çok araştırma
yapılmaktadır. Ancak, henüz otizmin geni bulunabilmiş değildir. Otizmi çevresel
faktörlerle tetiklendiği düşünülmektedir.. Sorun nörolojik olmakla beraber
genetik özellikleri henüz tanımlanamamıştır. Otizme her çeşit toplumda, ırkta
ve ailede rastlanmaktadır. Dolayısıyla, bu özelliklerin hiç birinin otizmle
ilişkili olmadığı kabul edilmektedir. Yapılan
bilimsel araştırmalar, otizm spektrum bozukluğunun çocuk yetiştirme
özellikleriyle ya da ailenin sosyo-ekonomik özellikleriyle ilişkisi olmadığını
göstermiştir
Ancak farkındalık tam da burada önemli. Çocuğunuzda
aynı yaştaki diğer çocukların davranışlarından farklı davranışlar gözlüyorsanız
kaygılanabilirsiniz. Eğer erken tanı konulur ve aile doğru bilgilendirilir
çocukta uygun eğitimi alabilirse sonuçlar neredeyse yarı vakada yüz güldürücü
olabiliyor. Ama bu eğitimin başlama yaşının 3-4 yaştan sonraya kalmaması,
düzenli ve sürekli olması gerekiyor.
Hastalığın başlangıcından itibaren bilim adamlarına
göre otistik çocukların beyin gelişimi daha fazla olmakta ve beyinlerinin
hacimleri normal çocuklara göre %10 daha fazla olmakta. Ayrıca otizm hastası çocuklar ergenlik
dönemine kadar diğer çocuklara nazaran daha hızlı bir gelişim göstermekteler..
Otizm hastası bireylerin küçük bir kısmı üstün zeka sahibiyken, çoğunluğu ise
zeka gelişimini tam anlamıyla gerçekleştirememiştir.
Otizm, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde
de son yıllarda adı çok sık duyulan bir özel eğitim kategorisidir. Otizm
terimi, zaman içinde yerini, otizm spektrum bozuklukları (ASD - autism spectrum
disorders) terimine bırakmıştır. Otizm spektrum bozuklukları, yaygın gelişimsel
bozukluklarla (pervasive developmental disorders - PDD) eşanlamlı olup, ileri
düzeyde ve karmaşık bir gelişimsel yetersizlik anlamında kullanılmaktadır.
Otizm ise, bu şemsiye altında yer alan kategorilerden yalnızca biridir.
Otizm spektrum bozukluğu kavramı ile
ilişkili belli başlı olgular şöyle sıralanabilir:
- ·Otizm spektrum bozukluğunun nörolojik nedenlerden kaynaklandığı sanılmaktadır. Otizm spektrum bozukluğu tanılı bireylerin önemli bir bölümünde (yaklaşık %35), beyindeki anormal elektrik hareketlerine bağlı olarak; nöbet, istemsiz hareketler, bilinç yitimi vb. nörolojik sorunlar da görülebilir. Kendi isimleri söylendiğinde bile ilgisiz kaldıkları gibi bir sehpanın etrafında saatlerce dönebilirler.
- Sanıldığının aksine, otizm spektrum bozukluğu tanılı bireylerin çoğunda, farklı düzeylerde zeka geriliği görülür. Ayrıca, zeka testlerinde, belli alanlar, diğer alanlara kıyasla çok daha geri çıkabilir
- Otizm spektrum bozukluğu tanılı bireylerin pek azında (yaklaşık %10), çok güçlü bellek, müzik yeteneği vb. üstün özelliklere rastlanır.
Amerikan
Psikiyatri Birliği’nin 2000 yılında yayımladığı kılavuza
göre (DSM-IV-TR), otizm spektrum bozukluğu
kapsamında beş ayrı kategori yer almaktadır:
- · Otizm (Otistik bozukluk)
- · Asperger sendromu
- · Atipik otizm (Başka türlü adlandırılamayan otistik/yaygın gelişimsel bozukluk)
- · Çocukluk dezentegratif bozukluğu
- · Rett sendromu
Ve son olarak bu konuda büyük destekleri olup,toplumu bilinçlendirme adına verilen çabada ''tohum''vakfının emekleri göz ardı edilmiycek kadar önemlidir.Bu konuda seslerini duyurmak için oluşturdukları videoları :
http://www.youtube.com/watch?v=TTPEvBvm7kI
Eminim size büyük oranda katkı da bulunucaktır..
.. K’den sevgilerle..
.. K’den sevgilerle..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder